The Dog House, şimdi dürüst olalım, bu oyun ilk başta isminden dolayı biraz gülümsetiyor insanı. Yani köpek kulübesinden para mı çıkar diyorsun? Ama bir aç bak Slotter’dan… hele o makaralar dönmeye başlasın. Vay arkadaş! Bu köpekler, var ya… cüzdanı havlatıyor!
İlk spin’i atar atmaz bir şey fark ettim: bu oyun fazlasıyla sevimli ama bir o kadar da ciddi. Ciddi kazançlardan bahsediyorum. Tatlış köpekler, arka planda fırıl fırıl dönen semboller, hop wild düştü mü… o çarpan geliyor, surat bir anda gülüyor. Diyorsun ki: “Lan bunlar köpek değil, bildiğin kazanç perisi!”
Kulübeden Taşan Heyecan: Grafik ve Ses Kalitesi
Grafikler… of, anlatılmaz yaşanır. Arka plandaki çitler, çimenler, o köpek kulübesi… çocukken izlediğim çizgi filmleri anımsattı ama bu sefer cebim doluyor. Hele o sesler yok mu? “Vıııııınnng!” diye çarpan sesini duydun mu, anla ki bereket yağıyor.
Köpeklerin her biri ayrı karakter. Rottweiler, pug, terrier… hepsi kazanmak için sıraya girmiş sanki. Slotter sayesinde grafikler tam performans çalışıyor. Ne donma var ne takılma. Takıldığın tek şey ekrandaki çarpan!
Bonus Turu Deyince Akan Sular Durur
3 tane scatter geldi mi, kulübe yanıyor! “Bu ne şimdi?” diyorsun, ekran değişiyor, bonus turu başlıyor. Hani diyorum ya, oyun oynarken o içten gelen heyecan… işte burada zirve. Çarpanlı wild’lar üst üste geliyor. Dön, dön, dön… bir bakmışsın ana sayfada “büyük kazanç!” yazısı.
Slotter’da bu oyunu oynamanın bir avantajı daha var. İster telefondan gir, ister bilgisayardan; o çevirme hissi hep aynı. Tatmin edici, sürükleyici ve bir o kadar da ödüllendirici.
Slotter’da Kulübede Bile Lüks Var
Bazen diyorsun ki “Bugün şanssızım.” Ama sonra Slotter’a giriyorsun, açıyorsun The Dog House’u, bir bakmışsın karamsarlığın uçmuş gitmiş. Bu oyun sadece para değil, moral de veriyor. Tatlı köpekler, kazanç dolu makaralar ve arkada minik bir umut.
Bazen en büyük kazançlar en sade yerden gelir. Belki de o kulübe dediğin şey, seni en çok mutlu edecek yerdir. Bir tıkla başla, belki senin hikâyen de The Dog House’ta başlar.